Yeni Nesil Başarı: İç Motivasyonla Yol Alan Çocuklar

Çocuklarımızı geleceğe hazırlarken cevabını en çok aradığımız sorulardan birisi şudur:

“Kendi başına harekete geçen, zorlandığında pes etmeyen, kendi yönünü bulabilen çocuklar nasıl yetiştirebiliriz?”

Psikolog William Stixrud ve eğitim danışmanı Ned Johnson’ın birlikte kaleme aldığı “The Self-Driven Child” (Türkçeye de “Gücünü Kendinden Alan Çocuk” olarak çevrildi.), bu soruya bilimsel ve insani bir cevap veriyor. Kitap, çocuklara dıştan değil içten gelen bir itici güç kazandırmanın yollarını ortaya koyuyor. Yani çocukları sadece başarıya yönlendirmeyi değil, kendi hayatlarına dair kontrol hissini geliştirmeyi merkezine alıyor.

Kitabın temel savı, çocuğun gelişiminde belirleyici faktörlerden birisi olarak kendini hayatının direksiyonunda hissetmesi. Stixrud’un nörobilim temelli yaklaşımı, çocukların stres karşısında dayanıklılık geliştirebilmesi için kendi seçimlerini yapabilmeye ihtiyaç duyduklarını ortaya koyuyor. Beyin, özellikle ergenlikte, kontrol duygusunu yitirdiğinde yüksek stres hormonu salgılıyor. Bu da sadece ruhsal değil, bilişsel işleyişi de olumsuz etkiliyor.

Bu noktada çocuklarımıza daha çok “karar verme alanı” tanımak onları şımartmak değil, nöro-biyolojik bir gereklilik. Yazarlara göre çocuklar, kendi hayatlarıyla ilgili konularda fikirlerinin dikkate alındığını hissettikçe iç motivasyonları da gelişiyor.

DIŞ MOTİVASYONUN TUZAKLARI

Günümüzde pek çok çocuk, “başarılı olmak” adına dıştan gelen motivasyonlarla hareket etmeye programlanıyor: yüksek notlar, ödüller, takdirler… Ancak bu sistem, bir noktada çocuğun kendi arzu ve istekleriyle temasa geçmesini engelliyor.

Kitapta vurgulanan temel uyarılardan biri de şu: Sürekli dışsal hedeflerle koşullanan çocuk, sonunda kendi yönünü kaybediyor.

Bu noktada ebeveynlerin niyeti çoğunlukla iyi olsa da, çocuk için en hayati beceri olan içten gelen yönlendirmeyi zayıflatabiliyorlar. Her sorunu onlar adına çözen bir ebeveyn, çocuk için görünmeyen bir kontrol kaynağına dönüşüyor. Ancak bu durum, çocuğun birey olma serüveninde kendi iç sesini duymasını engelliyor.

“DANIŞMAN” EBEVEYNLİK: KONTROL DEĞİL, REHBERLİK

Stixrud ve Johnson, çocukları yönetmektense onlara birer “danışman” gibi yaklaşmayı öneriyor.

Bu yaklaşım, çocuğun kararlarını desteklemeyi, risk almalarına alan açmayı ve onların gelişimlerini saygıyla izlemeyi içeriyor. “Hayır, öyle yapma!” yerine “Bu konuda ne düşünüyorsun?” sorusu, çocuğun düşünsel kaslarını çalıştıran bir anahtar haline geliyor.

Danışman ebeveynlik aynı zamanda, çocuğun hatalar yapmasına alan açıyor. Çünkü yazarlara göre hatalar, iç motivasyonun en iyi öğretmenidir. Bir çocuk, kendi yaptığı tercihin sonuçlarıyla yüzleştiğinde öğrenme kalıcı hale gelir. Bu durum da öz-yeterlik ve özgüvenin temelini atıyor.

GERÇEK HAYATLA BAĞLANTI KURMAK

Kitap, sadece teorik değil, pratik örneklerle de zengin bir içerik sunuyor ebeveyn ve eğitmenlere. Yazarlara göre çocuklara üniversite hedefi koymadan önce, neden çalışması gerektiğiyle ilgili içsel bir anlam bulması sağlanmalı. “Çalış çünkü sınav var.” yerine, “Hangi alanlarda güçlü hissediyorsun? Neleri merak ediyorsun?” gibi sorular, çocuğun kendi iç rehberini geliştirmesine yardımcı oluyor.

Bunun yanında dijital dünyayla kurulan ilişki, uyku düzeni ve stres yönetimi gibi konulara da değiniliyor. İç motivasyonun gelişmesi için beynin dinlenmiş, açık ve esnek olması gerektiği vurgulanıyor.

YENİ NESİL BAŞARI: İÇTEN DIŞA GELİŞİM

“Yeni Nesil Başarı” tanımı, klasik başarı anlayışının dışına çıkmayı gerektiriyor. Notlardan, test sonuçlarından ya da başarı rozetlerinden önce; çocuğun kendi iç sesiyle kurduğu bağa bakmamız gerekiyor.

Yazarlar, çocuklara sorumluluk vermenin, kontrolü paylaşmanın, birey olarak görülmelerinin ve karar alma süreçlerine katılmalarının nasıl bir dönüşüm yaratabileceğini gösteriyor. Çocuğunu sağlıklı, mutlu ve kendi kararlarını alabilen bir birey olarak yetiştirmek isteyen her ebeveyn için değerli bir rehber niteliğinde.

Sözün Özü: Çocukları dıştan motive etmeyi değil, içten ilham almalarını kolaylaştırmayı öğrenmeliyiz. Çünkü kendi yolunu çizen çocuk yönünü şaşırmıyor.

~ YENİ NESİL 2000 OKULLARI

Previous
Previous

Yeni Nesil Başarı: Potansiyelini Görebilen Çocuklar

Next
Next

Yeni Nesil Başarı: Özgüveni Deneyimle Yükselen Çocuklar